|
Bir önceki sayfa
Evrenin Doğuşu ve Sonu
Evrenin oluşumu hakkında ilk hipotezler fazla bilim ve
matematiksel açıklaması olmaksızın bir biçimde eski yunan , roma, çin ve hint
efsanelerinde anlatılır. Ama ilk kez bilimsel ve matematiksel olarak evrenin nasıl
oluştuğuna dair açıklmalar newton un yaşadığı dönemlerde açıklanmıştır. Bu
ilk bilgiler yıldızların yerlerinde sabit durduğu, evrenin bir başlangıcının
olmadığı, sonsuzdan beri var olduğu ve sonsuza kadar var olacağı şeklindeydi. Zaman
içinde bilim ve teknoloji ilrledikçe evrenin gözlemlemede kullandığımız
yöntemlerde geliti. Evrenin sabit olduğu hipotezini yıkan yöntemde bu gelişmelerden
biridir. Doppler olayı olarak adlandırılan olay kuşkusuz eski zamanlardada biliniyordu
ama bu olayın ışık içinde geçerli olduğunun anlaşılması uzun zaman aldı.
Doppler olayı kısaca şöyledir.
Uzaktan bize yaklaşan trenin çıkardığı ses ile bizden uzaklaşan trenin
çıkardığı ses birbirinden farklıdır. Bu seslerin birbirinden farklı olmasının
nedenid doppler olayıdır. Eğer ses dalgalar şeklinde yayılıyorsa tren yönünde
ilerleryen ses dalgalarının dalga boyları, trenin gidiş yönünün ters istikametinde
ilerleen dalgaların dalga boylarından küçüktür.Ünlü maxwell'in kendi adıyla
bilinen denklmleriyle ışığın bir dalga olduğunu söylemesi ve young'un da
ışığın girişim deneyini yaparak, ışığın bir dalga olduğunu ıspatlamasından
sonra doppler olayının ışık içinde geçerli olacağı fikri yayıldı. Yani trenin
geliş ve gidişinde ki seslerin farklı olacağı gibi renklerininde farklı olaçağı
anlaşıldı. Ama trenin hızı renk değişmesi için çok küçük kalaçağı için
anlaşılamayacaktı. Bu yöntemle evrenin sabit durup durmadığıda anlaşılabilirdi.
1930 da Edwin Hubble buna benzer bir çalışma yaptı. Yaptığı çalışmalar sonucu
Evrenin süreki genişlemekte olduğu ortaya çıktı. Ve sabit evren hipotezide tarihe
karışmış oldu. Hubble nin bu buluşu ardından yeni teoriler geliştirildi. Bunlardan
en çok bilineni büyük patlamadır. Eğer evren şimdi gelişliyorsa bir zamanlar
galaksiler birbirine daha yakındı ve ondan önceki zamanda da daha yakındı. Böylece
tüm galaksiler bir noktada toplanmış olacaktır. Bundan sonra büyük patlamanın
uzayda ki yankısı olarak bilinen mikrodalgafon ışınımının bulunması büyük
patlama teorisine yenibir destek olmuştur. Fizikçier başlangıcı olan herşeyin birde
sonu vardır ilkesinden hareketle evrenin bir sonu olacağını düşündüler. Fakat bu
noktada evrenin geometrisinin ne olduğunun tam anlaşılması gerektiği ortaya çıktı.
Eğer evren düzse evren sonsuza kadar gelişemeyi sürdürür. Eğer evren küreselse
evren bir müddet sonra duracak ve büzülmeye başlıyacaktır. Eğer evren hiperbolikse
evren artan bir hızla sonsuza kadar genişleyecektir. Görüldüğü gibi evrenin sonunun
ne olacağı henüz kesin değil. Bunu bulmak için daha çok bilgiye ihtiyacımız var.
Şimdilerde ise bilim adamları evrenin sonunun ne olacağı konusunda ciddi
çalışmalar içerisindeler. Bunun için gözlem yöntemleride geliştirilmiş. En kolay
ve güvenilir olan yöntemse uzaydaki süper nova patlamalarına göre uzaklık
ölçümleri yapmak. Süper novalarda ender raslanan bir olaydır. Gözlenmesi sonderece
güçtür.Süper novalar sonderece perlek bir patlamadır. Ve bu patlamanın mutlak
parlaklığı teorik olarak bilinmektedir. Eğer süpernova bulupda görünür
parlaklığını ölçersek evrenin gelişleme hızı hakkında kesin bilgimiz olacak.
|